öyle bir yağmur yağıyor ki
belki farkındasın belki de değil
sen şu an…
belki kuş tüyü yatağında yatıyorsun…
dünyadan ve olup bitenlerden habersiz…
biz ise halkın içinden geldik ve de halkı tanıdık..
bize böyle şeyler yakışmaz dedik,
ve de zor olan yolu seçtik..
hadi bakalım neler olacak diye bekler dururken..
işte bu mükemmel yağmur başladı…
her zaman dünyanın en güzel kokusu olan…
toprağın ilk suyu emiş kokusunu yine beraberinde getirdi…
işte en büyük mutluluk bu aslında..
doğayla birlikte olmak…
onunla iç içe geçmek
ve de onunla bütünleşmek…
daha da önemlisi onun koynunda yatmak…
işte bizim isteklerimiz bunlar…
ama nerede bize bunları sağlayacaklar diye düşünüyoruz…
maalesef bulamıyoruz…
**
işte bir yağmur ve aklıma getirdikleri…
ama en iyisi bu yağmurun
beni buralardan alıpta başka diyarlar başka toplumlara
başka baharlar, başka yarenlere götüreceği düşüncesi…
ahh bir gerçekleşse..
ne olur gerçekleşse..
inşaallah diyor bir ses içimden
bir gün gelecek ve sen sevdiğinle bu cümleleri
gülerek okuyup, tatlı anılara dalacaksın.
**
hadi bekliyorum yağmur gel de al beni..
beni buralardan uzaklaştır veya buralarda birilerine yakınlaştır…
yani bir işe yara yeter ki…
toprağa hayat veriyorsun, bizlere toprak kokusu…
ne olur biraz daha uğraşsan ve düşlerimizi gerçekleştirsen…
hiç olmadı şu gümbür gümbür sularında köhnemiş beyinleri yıkayıp
acenin dantellilere yaptıklarını yapsan…
hadi artık bekliyorum…
tüm benliğimi ve tüm gücümü sana vererek…
gel artık vakit geçiyor…
yoksa ben mi gelip alayım seni?
ben mi yine bu işin ucundan tutayım?
ben mi yine kendi işimi kimseye muhtaç olmadan yapayım?
bak kimse yardım etmiyor…
son çaremsin gel artık hey yağmur…
gel ve tüm bu pislikleri temizle….
08.6.1997 (17:50:35) Ankara