(Cide – Sonbahar 2010 – Yıldıray Lise)
Ne zaman gitsem Küre Dağları Milli Parkı çevresindeki (ama özellikle güney bölümündeki) köylere yıllarca sadece gazyağı ve tuz için kasabaya indiklerini anlatırlar. Kasaba dedikleri Rıfat Ilgaz’ın “yemyeşil, masmavi bir masal ülkesi” diye tanımladığı Cide.
Küre Dağları Milli Parkı çevresindeki köylüler, her şeyleri ile kendine yeten köylüler, yılda bir iki kez tuz ve gazyağı almak için inerlermiş kasabaya. Onun dışında her şeyleri varmış. Herkesin aradığı mutluluk ve huzur dahil.
Babasının Birinci Dünya Savaşı sırasında işlettiği tuz mağazasında belki bu köylülerle tanıştı Rıfat Usta. Hikayelerini dinledi, yolları öğrendi, köylerini bildi ve kafasında ilk öyküleri canlandı. Kim bilir?
Yörede çoğu insanın “Hoca” dediği Ilgaz, yemyeşil diye şimdi Küre Dağları Milli Parkı olan bölgeyi, masmavi diye Karadeniz’i ve masal ülkesi diye tüm bu coğrafyayı tanımlıyor!
Sonraki yıllarda özlemi duyduğu bu coğrafya besliyor romanlarını, hikayelerini, şiirlerini. Hoca da tüm dünyaya anlatıyor buraları.
Doğumunun 100. yılında Hoca’nın tüm yapıtlarını en baştan bir kez daha okumalı!
Küre Dağları köylüleri
Sadece gazyağı ve tuz almaya
İnerlerdi kasabaya
Yani Cide’ye
Yoksa yeterdik kendi
Kendimize diyorlar
Belki Rıfat Ilgaz
Bu köylülerle tanıştı
Babasının tuz mağazasında
Dinledi onları
Gözlemledi ve
İlk öyküleri böyle
Düştü kağıtlara…
İyi ki düşmüşler
Ve bize ulaşmışlar
19kasım2011
Okuma Önerisi:
Rıfat Ilgaz tüm eserleri
Atlas Dergisi Kasım 2011 sayısında Mehmet Sait Taşkıran tarafından yazılan ve Sinan Çakmak tarafından fotoğraflanan “Rıfat Ilgaz’ın Karadeniz’i” adlı dosya.