Melek Cavlı’nın İngiltere dönüşü bavulundan çıkanların listesi
-Luton Havaalanı-
[Konuk Yazar: Melek Cavlı]
Hep yolculuğa çıkarken liste yapılır, yapılanların üzeri çizilir ya da yanlarına bir tik atılır.
Bu sefer benimki dönüş listesi oldu.
Hem uzun süredir görülmeyen arkadaşla hasret gidermek, hem de bir hudut dışı ülkesi görmek niyetiyle her 9.00-18.00 çalışanın yaptığını yapıp bayram tatili birleştirilerek izin uzatma taklaları sonucu kendimi Londra Stansted Havaalanında buldum.
İngiltere sonrası bavuldan çıkanlar, kendiliğinden bir liste oluşturdu.
Bu listenin acelesi yoktu!
Yapılacakların sırası, önceliği yoktu.
Gayet sakin bir şekilde günyüzüne çıktılar.
-Hyde Park-
Taze hava
İçime çekmeye doyamadım… Bizim Karadeniz havasını andırıyor ama daha tazesi…
Kötü Su
Şişe suyun sertliği enterasandı… Bizimkilere haksızlık etmeyelim…
Çeşit çeşit sandviç
Kısaca sandviç memleketi İngiltere…
Vejeteryanından, tavuklusuna, balıklısına her tür mevcut. Sandviç satan mağazalar her köşede karşıma çıktı.
Katlanır bisiklet
Her yaş, her kıyafet, her hava buna müsait. Mini etekle bisiklet binme özgürlüğü var memlekette…
-Londra-
Bira
Bu çok yer kapladı, açık-koyu rengi, acısı-tatlısı çeşit çok… Favorim “Guinness” ve “Cider”dı!
Fish and chips
Yemeyeni dövüyorlardı, yiyip dayaktan kurtuldum! Taze okyanus balığını okyanusa karşı yemek ayrı bir keyif.
-Whitstable-
Şapkam
Her an bir kraliyet düğününe katılırsam şapkam hazır olsun istedim, örf ve adetlere önem veriyorum sonuçta!
-Camden Market-
Otobüs, metro, tren biletleri
“Bu Londra’nın trafiği bitmez arkadaş!” diyemedim maalesef, İstanbul’dan hazırlıklıydım oysa. Trenler hızlı olduğu kadar pahalı da ama buna değer!
Şemsiye kullanmayı sevmemek sadece lafta kalır. Yağmurluk ya da şemsiye her an bir İngiliz’in çantasından çıkabiliyor.
Brit Rock
The Beatles, Rolling Stones, Amy Winehouse her yerde… Gözler Morrissey’i aradı durdu…
-Beatles Coffee Shop
St. John’s Wood Underground Station – Londra-
Kartpostallar
Nazikçe yalvarışlar sona erdi ve sonunda kendi kartpostallarımı kendim gidip aldım hudut dışından… Harne Bay, Londra, Canterbury, Whistable, Cambridge artık koleksiyonumda..
Kurşun kalemler, kitap ayraçları
National Gallery, National Portrait Gallery, Gulbenkian, British Library, Tate Modern, Cambridge vb.
Harita
Rehberlerim çok ve yetenekliydi! Aldığım haritaları hatıra kontenjanından saklarım artık.
Sessizlik
Kornasız metropolitan varmış gezegende! Pazar sessizliği her gün yaşanıyor. Hoş, biz artık Pazar sessizliğini de yaşayamıyoruz şehr-i İstanbul’da…
-Canterbury-
Kibarlık
Yolda omuz atan çıkmadı oysa zırhımı yanımda götürmüştüm.. Teğet geçip giden İngiliz’in “sorry, sorry..” nidaları hala kulağımdadır..
Güleryüz
Tanımadığım bunca insan bana niye gülümsüyor?!! Gözgöze geldiğim herkeste hafif bir tebessüm, bir selam verme, bir merhaba deme durumları vardı. Acaba bana mı diyor, yoksa arkamda tanıdık birini mi gördü şüphesi olmadı değil… Sonra duruma alışıldı tabi… “Soğuk İngiliz” görmedim nihayetinde…
Kahverengi okyanus ve bol bulut
Aslında bunları bavula koymayacaktım, yeterince mavi ve parlak değildi, sızmış bir şekilde! Şimdi anlıyorum neden bu kadar çok İngiliz’in Türkiye’nin güneyine yerleşmesini…
-Herne Bay-
Ters otobüs durakları
Sırf insana verilen kıymet görülsün diye taşıdım bunu bavulda, anlam ve önemi oldukça ağırdı.
-Herne Bay-
Parklar
#Gezi yıkılırsa hemen yerine koyayım diye koydum bavula… İçindekilerle birlikte koymak lazımdı bavula ama onca özgür insanı Türkiye’ye getirip o insanlara hayatı zindan etmeyeyim dedim. Onlar yine bisiklete binsin, parklarda uzansın, oyunlar oynasın, özgürce konuşup fikirlerini paylaşsınlar istedim.
-Cambridge-
Kurallar
Yassahları delmeye çalışan bir cins yaşamıyor İngiltere’de… Müze’de inadına fotoğraf çekmeye çalışıp nasıl kurallar “delinemez”i test ettim. Hoop hemen bir görevli yanıma gelip kibarca uyardı. Türklüğüme vermiştir bu davranışımı kesin…
Çay
Sütlüsü farklı deneyimdi tabi ancak asıl soru; “İngilizler çay içiyor da, biz ne içiyoruz acaba?”ydı. Earl Grey, Lady Grey, Yorkshire Tea, English Breakfast Tea, Twinings, Yumchaa Earl Grey Blue Star tadı damağımda kalanlar…
-Leas Cliff Hall, Folkestone-
Kraliyet üyeleri
Çok kalabalık aile, sadece yeni doğanı sığdırabildim bavula, o da her yerde karşıma çıkıyordu, markette uyurken yakaladım.
-ASDA, Canterbury-
Geri dönüşen ülke
Bu madde için ayrı bavul satın aldım. Tek bir bavula bu sistemi sığdıramazdım. Evler, mağazalar, yollar her yerde herkes maksimum düzeyde tüketileni geri dönüştürmeye programlanmış…
-Canterbury-
Hibrid otobüs
Biz otobüslerin sadece rengini yeşil yapabildik oysa! Dışı kırmızı ama fonksiyonu yeşil otobüsler her yerdeydi…
-10 Downing Street-Londra-
Mimar
Şehri binalara hapsetmeyiz, eskileri dimdik ayakta tutarız dediler, kaptım getirdim!
-Victoria Street, Londra-
-St Pancras Hotel, Londra-
Tarım
Köylü hala oralarda efendi sanırım, üretim devam ediyor, sanıldığı gibi sadece tüketim memleketi olmamış İngiltere…
-Folkestone yolu-
Yazı ve Fotoğraflar: Melek Cavlı
Eylül 2013, İstanbul
-Southbank Civarı, London Eye-
Melek Cavlı’nın blogumdaki diğer yazıları: