Kadim dillerde
Ninniler dinledim
Hep seni anlatan
Dağını, taşını
Ormanı, bozkırı
Denizi, dereni
Güzel insanları
*
Hey kutsal Anadolu
Kadim dillerde
Destanlar dinleyecek güzel çocuklar
Karanlık, aydınlığa dönünce yurdumda
28nisan2014
Kadim dillerde
Ninniler dinledim
Hep seni anlatan
Dağını, taşını
Ormanı, bozkırı
Denizi, dereni
Güzel insanları
*
Hey kutsal Anadolu
Kadim dillerde
Destanlar dinleyecek güzel çocuklar
Karanlık, aydınlığa dönünce yurdumda
28nisan2014
Bir rüzgar gelir şehre
küllerimizi alır götürür
Anadolu’nun bir yerinde
birikir küllerimiz
Bir yağmur gelir üzerimize
karışırız toprağa
Bir an gelir
yeşeririz
ağaç oluruz
dallarımızda mavi kuşlar öter
ÖZGÜRLÜK diye.
17haziran2013
Bugün, bir Nisan ayı pazarı.
Sabah ATLAS Dergisi’nin 20. yıl özel dergisine tekrar baktım.
Gün içinde TRT’de Ara Güler’in Afrodisyas belgeselini seyrettim.
Sonra Haluk Şahin’in yeni kitabını tanıttığı tweetini gördüm.
Son cümlesi “… Bir yeri yazmak oraya sahip çıkmaktır.” idi.
ATLAS Dergisi’ni okuma zevkinden sonra üst üste iki usta da bir yeri anlatmanın, yazmanın, fotoğraflanmanın aslında o yere sahip çıkmak olduğunu ne de güzel anlatıyordu.
Başta Küre Dağları Milli Parkı olmak üzere yazılarım, danışmanlık yaptığım belgeseller ve blogum geldi aklıma.
“Hiçbirşey yapmasam bile bu yazılarımla en azından derdimi anlatıyorum” dedim kendime.
İşim gereği Türkiye’yi ve dünyayı gezmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar anladım. Tüm dostlarıma, gördüğüm ve gezdiğim tüm yerler için şükran duydum.
Sonra içimden geçirdim: Umarım herkes çevresine, sevdiği yerlere sahip çıkar ve anlatır… Fotoğraf çeker, video çeker, yazılar yazar… Derdini ve o yerleri anlatır… Anlatır…
Bu konuda emek veren herkesin ellerine sağlık diyorum.
21nisan2013
Fotoğraflar: Yıldıray Lise (üst: Küre Dağları Milli Parkı; alt: Burdur Salda Gölü)
Yürüdüm Anadolu’nun yollarında
dolaştım köylerini
gördüm güzel insanları
ve eşsiz deneyimi
üzüldüm görünce boş köyleri
karnımı doyurdum Halil İbrahim sofralarında
*
Dolaştım yurdumu
kulağımda hep farklı bir ozan
hep farklı bir türkü
yakılmış buralardan
taa ciğerlerinden Anadolumun
*
Kayboldum derinliklerinde ormanların
koştum bozkırlarında
çıktım dağların zirvelerine
dokundum bulutlara
çağladım azgın derelerinde
vardım masmavi denizlerine
Ben Anadolu’da kayboldum hey dost
29ekim2012
En sevdiğim türkü: Aşık Veysel – Uzun ince bir yoldayım
(Fotoğraf: Yıldıray Lise – Camili Maral şelalesi)
80 sonrası kuşak
ne istediğimizi bilemeden
yaşlanıyoruz!
Belki Anadolu’nun
her deresinden yükselen
çığlıklar
bir karşı duruş için
umut olabilir!
gençlerin kendilerini
ifade etme özgürlüğü
ve haykırış
yine Anadolu’dan başlayabilir!
Derelerimizin kardeşliği
sadece doğa için değil
Türkiye’nin geleceği için
bir umut!
7ağustos2010