Ankara’nın güzel sokakları

Bir şehrin sokakları

En iyi anlatır o şehri

Ankara’nın sokakları da herkes için farklı şeyler ifade ediyor

Bazıları için çocukluk hatıralarından çıkıp gelen anlar

Bazıları için değişimin göstergesi

Ama hep geçmişe bir özlem.

23ekim2011

Bu şiirimden yola çıkarak 23 Ekim tarihinde “Ankara’da en sevdiğiniz sokak ve/veya caddeler hangileri? (ve neden?)” diye sordum!

İşte cevaplar:

 

Çoğu “di”li geçmiş zamanda anlattı ve Ankara özlemlerini paylaştı.

* Tunalı civarlarını sever-DİM. Çok eskiden Konur Sokak’da başka türlü güzeldi, manzara olarak değil tabii de, kitapçısı, sokak satıcısı, bir sürü karısık tip, öyle oturmaya gidilirdi 17 sene önce falan. Tunalı’nın paralel ve kesen sokakları sessiz, ağaçlar güzel uzanır. Bir de Ankara’da bazı sokaklar çok uzundur, o sokakların belli kısımları güzeldir. Yürümek-düşünmek-hüzünlenmek için…

* Benim için Kestane sokak şimdi sanırım Kestane Caddesi oldu. Çocukluğumun geçtiği yer ama eski sokak halini daha çok özlüyorum. Biraz Ağır Roman havası vardır ama hala çok severim. Eski Kukla Kebap’ın olduğu yer. Hamamönü’nün eski hali Lise yürüyüş yolumdu şimdi tamamen değişti sosyetik bir yer oldu. Yokuştur ama nedense Cinnah’da yürümeyi de severim.

* Esat semtinde bütün B harfi ile başlayan sokaklar. Hepsinde mahalle maçları yapardım :)))

* Sevdiğim sokaklar giderek azalıyor derim! Önce Bakanlıklarda, Atatürk Bulvarı’nın Cumhuriyet çınarlarının gitmesiyle başladı. Güzelim ağaçlar kesildi, yürüdüğüm kaldırımlar daraldı, bir de sessizlik azaldı. Yine de halen daha kalan yerler var tabi ki; Kumrular, Tunus, Farabi…

* Büklüm Sokak (özellikle ay şeklindeki SSK lojmanı civarları) çünkü çocuklar için arka bahçeleri, hayvan mezarlığı, efsunlu kömürlükleri ile süper ortam sağlardı… Güneş Sokak ve Yazanlar Sokak arası yine arka bahçeler ve bu bahçeler arasında normal yolların dışında gizli patikalar yaratıp bir yerden bir yere ulaşmayı sağladığı için…. Çocukluktan çıkınca da eski Konur Sokak’tan Tunus Caddesi – Kennedi Caddesi köşesinde bir soluk aldıktan sonra Bestekar’da demlenecek yere geçmek…. Reklam olmasın diye mekan yeri vermedim ama bazı eski Ankaralılar bilir neden bu güzergah… Bugün, baharda yoldan dönüşte sabahın erken saatlerinde Kızılay’dan Bakanlıklara geçerek Atatürk Bulvarı… O zaman yeşil halini görmek daha bir mümkün olduğundan… Ayrancı’nın ve Çankaya’nın eski ağaçlı sokakları hala guzel bence…

Bazıları uzun listeler yaptı.

* 1- Kumrular muhteşem çınar ağalı yolları ve Osmanlı mimarisinde 2 katlı evler, ara sokakların aralarında kalmış bahçeler, koruluklar. 2- Bahçeli 7. Cadde, cıvıl cıvıl cadde, kafeleri, restoranları, camisi, bakkalları, bol ağaçlı ara sokakları. 3- Gençlik Cad. 4- ODTÜ Kampüsü hemen heryeri, hem yerleşke, hem orman, hem yaban hayat, hem bilim yuvası, hem cıvıl cıvıl öğrenciler… 5- Ulus meydanı, Hacı Bayram, Anafartalar, eski Ankara, esnaf, insanlar, mimari doku. 6- Ankara Kalesi, Çukurhan civarı, Kale kapısı ve meydan ve kale içi, tarihi doku, tamamen korunmuş mimari, 2 katlı Osmanlı mimarisi, gecekondular, çocuklar, oyunlu guvercinler ve onları besleyenler ve uuranlar, kuşcularla (guvercinciler) 🙂 oyunlu güvercin sohbetleri için müthiş ortam. Binasi ve içindeki eşsiz eserlerle Anadolu Medeniyetleri Muzesi.

* ‎1. Tunalı Hilmi – çocukluğumun geçtiği yer ve lisede piyasa mekanımız 2. Ulus Anafartalar ve Kale içindeki tüm sokaklar (lisede bir başıma gidip dolanır ya da oturur kitap okurdum) 3. Olgunlar (eski hali, sahaflar vardı o zaman ve bir de uzun bir havuz, sakindi, güzeldi, çay içip sahaflarla muhabbet eder ve eski solculardan yeni güzel yazarlar öğrenirdim) 4. Yüksel Caddesi (eskimiş postallar, uzun etekler, asker çantası ve ikinci el deri montlar giyerdik) 5. Hamamönü’nde Bakhus Café’nin olduğu sokak (eskiden oralar bilinmezdi, köhneydi belki ama samimiydi)

* Yukaridakiler arasında benim favorim Kumrular buna ek olarak Hacettepe Üniversitesi’nin Sıhhiye Kampüsü’nün arka tarafinda kalan öğrenci sokağı denilen bir yer vardır, herkes bilir o sokağı ama kimse bahsetmez 🙂 [Burası] bööyle arkadaşlar arasında konuşulmaz, herkes gider bilir ama bi çaktırmaz… Garip bi gizemi vardir… 🙂

* [Bu sokakla ilgili olarak] şimdi çok popüler oralar, bu restorasyondan sonra, gitsen tanıyamazsın.

Bazısı ortaya karışık söyledi.

* Güniz Sokak, Bilir Sokak, Bülten Sokak, 7. Cadde, Kennedy Caddesi, Tahran Caddesi, Filistin Caddesi, Kuleli Sokak, Koza Sokak, Başçavuş Sokak, Ballıbaba Sokak, Ayten Sokak, Şerefli Sokak ve tabii ki maalesef Kumrular Sokak… Bestekar Sokak, Dede Efendi Sokak, Samur Sokak, 3. Cadde, Fıskiye Sokak, Boğaz Sokak, Büyükelçi Sokağı, Aydınlıkevler Caddesi, Yenimahalle Belediyenin düzenlediği yaya yolu, lokantalar bölgesi bir de…

Yüksel Caddesi güzel elbet ama iç karartıcı geliyor bana. Neden? Oturup, sigara içenler, yüz ifadelerinde neşe yok, oturup sigara, nargile içiyorlar hareket (spor) ise yok?!..Kimse karşıdan gelene yol vermiyor, çarpıyor, güzelim Ege’de, İzmir’de bu böyle olmaz..Kamu kent ideolojisi Yüksel caddesi kitabını salık veririrm (yazarı bir şehir plancısı)…

* Mebusevler’deki iki üç katlı evlerin olduğu sokaklar, Gençlik Caddesi, Tunalı Hilmi, Dikimevi’nde muazzam fırın kokularının yükseldiği arka sokaklar, Çıkrıkçılar Yokuşu, Kızılay’da lojmanların olduğu, çok güzel bahçeli bir sokak vardı ama adını hatırlamıyorum, işte o. Bir de Tunus Caddesi.

Bazısı çok belirgin yerler söyledi.

* Tunalı başkadır. Tabiki de tarihi ve önemi olan sokaklardan birtanesi Güniz Sokak ve KuğuluPark civarı, Bahçelievler Caddesi…

* Ben mebusevleri severim.

* Köroğlu caddesi, Arjantin caddesi.

* Tunalı Hilmi Caddesi elbette, bir de Kader Sokağın sakinliğini severim.

* Boğaz, Kenedi, Kader, Tunalı, Esat.

* Beşevlerden çiftlik istikameti de çok güzeldir. Söylenenlere ek olarak.

*Güvenlik’te Meneviş güzeldir, Kurtuluş’ta Dedeefendi güzeldir, Kumrular ve Necatibey eskiden çok güzeldi ama artık değil.

* Kumrular ve Necatibey için söylenenlere ve artık “di”li geçmiş zamanlarda kaldığına katılıyorum. BenGüvenliği boylu boyunca ve hatta kesenleriyle, paralelleriyle severim:) Tunalı her daim güzeldir. İran Caddesinin de hakkını yemeyelim. Sokak olarak da Başak ve Akyüz’ü unutmayalım lütfen 😉

* Bahçeli’de eski ismiyle 5. sokak var. Ağaçlar her iki taraftan bir çatı gibi sokağı çevreler. Çok tatlı ve başka görünür bence. Bir de 37. sokak var. İki katlı ve azalmış da olsa bahçeli evlerini severim. Kalenin içindeki sokakları da severim. Bir de şimdi biraz değişmiş olsa da Kumrular, Çıkrıkçılar yokuşu…

* Tüm o karmaşasıyla şehrin yaşadığını hissettiren Kumrular, şehirde hala umut kırıntısı olduğu hissini veren Konur ve karda yürümesi hala inatla keyifli olan Emek 8. Cadde 😉

 Bazısı hayallerini paylaştı.

* Bir de hayal ettiğim cadde var. Atatürk bulvarı bir gün trafiğe kapanır, Ulus meydana kadar tramvaylarla gidilir. Her yerde parklar, kafeler, sokak çalgıcıları. Tabi bu hayal ancak ben belediye başkanı olursam gerçekleşebilir. O kadar küçük ihtimaldir.

* Benim hayalimdeki cadde ise, kolej kurtuluş arasının trafiğe kapatılmış ve geniş kaldırımları olan, güzel kafeleri ve barları olan, kurtuluş parkının yeşilliğine nazır bir cadde. Bu da ben belediye başkanı olunca gerçekleşecek 🙂

Biri mevcut bir şiiri paylaştı.

* Ahmet Telli’den yanıt vereyim istedim.

Kumrular sokağı hüzzamdı bir zaman
Kale’ye rast vaktinde çıkılırdı
Gariptir, Sezenlerdeki hanende
Çekip gitti Sarguttan bir ay önce

Posta caddesi, Taşhan, Karpiç ve diğerleri
Ama artık meyhaneler kalmadı Ankara’da
Belki bundandı Cemal Süreya’nın Kızılay’da
Huzursuz bir zürafa gibi dolaşması

Biri ise uzun uzun anlattı.

* Ankaralı’nın özelliği her yeri sokak ve cadde isimleri ile tarif eder. Onca yıldır Ankara’dayım Ankaralı olamadım. Ben bir yabancıyım… Sokak ve Cadde isimlerini hala öğrenemedim. Elbette var bir nedeni. Bilinçli değil ama sanırım reddettim hep… Ama sevdiğim yerler var burada da. Sıhhıye Meydanını sevdim. O güzel Hitit Heykelini görmek mutluluk verdi bana. İlk TBMM’nin önünden geçip Kaleye çıkmak ve oradaki tüm sokakların yokuşlarını inip çıkmak mutluluk verdi. Kumrular’ın bir cadde adı olduğunu bilmedim. Adını sevdim. Yüksel de caddeymiş, ne güzel bir kalabalıktı sevdiğim. Siyasal ve Hukuk Fakültelerinin önündeki cadde hep eski seslerle dolu oldu. Ne zaman ODTÜ kavşağına çıksam o hiç binmediğim ODTÜ dolmuşlarında herkes birbirine “hocam” diyordu. Duydum. Gazi Mahallesi’nin tüm sokakları trenin sarsıntısını duyurdu bana. Ulus Hali bir nehir gibi aktı hep. Hoşdere akrabalara küçüklüğümde yazdığım zarf üzeri adreslerdi. Tunalı güvercin uçuşuydu, azdı, küçüktü, yetmedi. Cinnah geceleri güzeldi. Dikmen’den şehre inmek geceyse ayrılık sabahsa sevin oldu. Başbakanlık lojmanlarının arasından Kumrulara çıkmak nefes almaktı. Anadolu Bulvarı şehrin kaçışı, kısa yolu, kestirmesi. Aynı zamanda şehre inmenin kısa yolu. Ama en güzeli İSTANBUL YOLU… Evimden Ankara’ya her sabah gün doğumuna ve her akşam Ankara’dan evime, gün batımına yol almak, İstanbul’a gider gibi…

ve ekledi.

‎”Bülent Ortaçgil’in bir şarkısı var “bütün sokaklarımsanadoğru” diye. Kendini yaşayabiliyorsan sevda ile tüm sokaklar, tüm caddeler güzeldir” diye beylik bir laf da edebilirim bu arada :))

Teşekkürler: Gamze Gülez, Cem Orkun Kıraç, Eren Atak, Damla Akyıldız, Bahtiyar Kurt, Zeynep Talu, Nilüfer Norman Kurt, Sinan Gürel, Aslınur Bakan, Aslı Savuran, Kübra Ceviz, Erdem Ceydilek, Ozan Bayar, Ülkü İşsever, Eyüp Yüksel, Yücel Fırat, Emrah Manap, Ozan Çekiç, Özge Balkız, Emrah Kırımsoy, Ethemcan Turhan, Başak Avcıoğlu Çokçalışkan ve Melike Hemmami.