KÜÇÜK GÜZELDİR

“Bir kelime yanına bir kelime gelince,

Bir ses yanına bir ses gelince,

Bir insanın yanına bir insan gelince…

Büyürler, büyürler, ölümden önce.”

Özdemir Asaf

GEF Küçük Destek Programı’nın (SGP) Türkiye’deki 20 yıllık deneyimini farklı bölgelerden örneklerle anlatan DOĞAL ÖYKÜLER kitabı çıktı.

1

Türkiye Ormancılar Derneği tarafından basılan kitabın yayına hazırlayanı ve editörlerinden biri olarak son dönemde severek yaptığım güzel işlerden biri olduğunu belirtmek isterim.

Kitabı hazırlarken yıllar önce Türkiye’nin farklı bölgelerinde başlamasına vesile olduğumuz çalışmaların, yerel dernekler tarafından sahiplenildiğini ve bu derneklerin gönüllü çalışmalarıyla başarılı sonuçlar alındığını görmek mutlu etti beni.

kapak

DOĞAL ÖYKÜLER KİTABI

GEF Küçük Destek Programı‘nın (GEF SGP) Türkiye’deki 20 yıllık deneyimini örnek projelerle anlattığımız kitap. 2014 yılı sonuna kadar desteklenmiş olan 236 proje içinden seçilen 25 farklı proje ile Küre Dağları ve Datça Bozburun Yarımadalarında desteklenen tüm projelerin deneyimlerini proje yöneticilerinin gözünden güzel fotoğraflar eşliğinde paylaşıyor. Ayrıca, proje deneyimlerinin yanında GEF SGP’nin desteklediği yayınları, toplantı ve çalıştayları anlatıyor.

Editörlerden bölümünden şu alıntı kitabı hazırlama amacımızı özetliyor: “1993 yılında ülkemizde başlatılan GEF Küçük Destek Programı (SGP) birçok projeyi destekleyerek günümüzdeki küresel sorunlara yerinde çözümler geliştirdi. Birçok kurum ve kişinin katkılarıyla atılan küçük adımlar dev adımlara dönüştü. GEF SGP ailesi bu yolda kararlı bir şekilde ilerledi, çabalar ve başarılar ile doğal öyküler yazıldı.

Bize de bu öyküler derlemek ve sizlere ulaştırmak düştü. Birçok kurum ve kişinin katkısıyla hazırladığımız bu yayın, GEF SGP ailesinin 20 yıllık deneyimin öyküsüdür. 236 projenin kolektif deneyimini ve en can alıcı örneklerini tek bir amaçla hazırlayıp sunuyoruz:

Küçük bile olsa sivil adımların gücünü, cesaretini, çarpan etkilerini, samimiyetini ve geleceğimizi aydınlatan sonuçlarını sizinle paylaşabilmek.

sayilarlar_gef_sgp

SAYILARLA GEF SGP TÜRKİYE

Kitapta GEF SGP’nin 20 yıllık serüvenini anlatan bazı önemli sayıların altını çizdik.

  • Bugüne kadar 236 proje, 149 farklı sivil kuruluşu (dernek, vakıf, kooperatif, meslek odası veya birlik) tarafından ağırlıklı olarak yerel ölçekte, yerel yönetimleri ve sivil toplum kurumlarını ortak alarak gerçekleştirildi.
  • SGP desteği 39 milli parkımızın 22’sinde, 81 yaban hayatı koruma sahamızın 19’unda, 31 tabiatı koruma alanının 11’inde ve birçok doğal sit alanında yöre halkının koruma planlama ve uygulama çalışmalarında etkin rol oynamasına destek oldu.
  • IUCN kırmızı listesindeki 32 nesli tehlike altındaki tür için tür koruma projeleri için toplam 300 hektar alanda (Alageyik, leopar, inci kefali, yediuyur, çöl varanı, sırtlan, vaşak, bozayı, toy, dağ horozu, Akbez geyik böceği, denizkaplumbağaları, ters lale, Datça hurması, Datça bademi, Cladocora caespitosa, Phyllangia mouchezii, Madracis pharensis, Polycyathus muellerae mercan ve pek çok bitki türü) çalışmalar yapıldı.
  • SGP, Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları, Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları, Orman ve Biyoçeşitlilik, Küresel İklim Değişikliğine Yerel Çözümler gibi son derece kritik 30’un üstünde yayının ve projeler dâhil 478 eğitim amaçlı toplantının destekçisi oldu. Uygulamalı eğitimlerden 500.000’in üstünde kişi doğrudan yararlandı.
  • SGP destekli projeler, 900.000 doğaseverin gönüllü katkılarıyla 4 milyon fidanın toprakla buluşmasına sivil girişimlerin katkısını sağladı.

projeler_haritası

ÖYKÜLERİ ANLATILAN PROJELER

Doğal Öyküler kitabı için 20 yılda desteklenen 236 proje içinden 25 farklı proje ile Küre Dağları ve Datça Bozburun Yarımadalarında desteklenen tüm projelerin deneyimlerin yer aldı. Güzel fotoğraflar eşliğinden deneyimleri paylaşılan projeler şunlardır:

Tarım Turizm Takas (Tatuta) Ailesi: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin “Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi ve Gönüllü Bilgi, Tecrübe Takası (TaTuTa) Projesi”.

GEF SGP desteği ile başlayan bir projeden Türkiye için önemli bir turizm programı yeşerdi. TaTuTa Programı büyük bir aile oldu ve Türkiye’de “ekoturizm”, “kırsal turizm”, “tarım turizmi”, “doğa dostu tatil”, “gönüllülük” gibi kavramlar söz konusu olduğunda ilk çalınan kapılardan biri haline geldi.

Van Gölü İnci Kefali Koruma Çalışmaları: Doğa Gözcüleri Derneği’nin “Sürdürülebilir İnci Kefali Balıkçılığı ve Tüketimi” projeleri.

Van Gölü’nde yaşayan inci kefali 20 yıllık çabalar sonucunda üniversite, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının ortak çalışması sonucunda korunuyor. GEF SGP’nin özellikle sivil toplum kuruluşları merkezli koruma yaklaşımın geliştirilmesi aşamasında destek verdiği bu çalışmalar Türkiye’de en başarılı tür koruma çalışmalarından biridir.

Leoparı koruyoruz: Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği’nin “Güneydoğu Anadolu Leopar Projesi”.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da leoparın yaşam yerlerinin belirlenmesi ve habitatlarının yöre halkıyla birlikte korunması çalışmaları ile kamuoyunun dikkatini çeken proje GEF SGP desteğiyle başladı.

“Küre Dağları Milli Parkı, elimizde bir meşale gibi yolumuzu aydınlatıyor!”

“Örgütlü toplum, güçlü toplumdur!” ifadesi, Küre Dağları Milli Parkı ve çevresindeki başarılı çalışmaları en iyi anlatan cümledir. Bartın Ulus Aşağıçerçi Güzelleştirme Derneği Başkanı Galip Arslan “Yaşatmak için örgütlendik! Örgütlü toplum, güçlü toplumdur!” diyor ve ekliyor: “Amacımız, buranın akarsularının, dağlarının, ağaçlarının ve hayvanlarının muhafaza edilmesi”.

Bu bölümde Küre Dağları Milli Parkı ve çevresinde uygulanan GEF SGP destekli şu projelerin deneyimleri paylaşılmıştır:

  • Kastamonu Kooperatifler Birliği – “Küre Dağları Harmangeriş Beldesinde Geleneksel Ağaç İşçiliğinin Sürdürülebilirliğinin Sağlanması ve Çeşitlendirilmesi Projesi”
  • Küre Dağları Ekoturizm Derneği (KED) – “Küre Dağları Milli Parkı ve Çevresinde Ekoturizmin Geliştirilmesi için Zümrüt Köyü Uygulaması” Projesi
  • Kastamonu Kooperatifler Birliği  – “Kastamonu’da Biyogaz Uygulaması ve Tanıtımı Projesi”
  • Aşağıçerçi Köyü Güzelleştirme Derneği – “Küre Dağları Milli Parkı Ulus Bölgesinde Alternatif Sürdürülebilir Geçim Kaynaklarının Saptanması ve Eğitimi Projesi”
  • Aşağıçerçi Köyü Güzelleştirme Derneği – “Küre Dağlarının Bilgisi: Ulus Aşağıçerçi Yayını 2. Baskı” Projesi
  • Bartın ve Çevresinde Yaşayan Uluslular Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği – “Küre Dağlarında Alternatif bir Geçim Stratejisi olarak Doğa Dostu Sürdürülebilir Keten Tarımı” Projesi
  • Bartın ve Çevresinde Yaşayan Uluslular Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği – “Küre Dağları Milli Parkı Sınırları İçerisinde Yaban Hayvanlarının Tarım Arazilerinden Uzak Tutularak Korunması” Projesi

Hayalet avcılığı tanıdık: Çanakkale Koza Gençlik Derneği’nin “Hayalet Avcılık Farkındalık Projesi”.

Hayalet Avcılık konusu GEF SGP destekli projelerle Türkiye gündeminde yer aldı. Bu konuda öncü proje Çanakkale Koza Gençlik Derneği tarafından uygulandı.

Sizin için dikilen 7 fidan sevgiyle yeşeriyor: Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı’nın (ÇEKÜL) “7 Ağaç Orman Projesi”.

ÇEKÜL’ün 1992 yılında başladığı ve GEF SGP’nin katkılarıyla büyüyen 7 Ağaç Ormanları ağaçlandırma çalışmaları aynı inanç ve sivil katılımla devam ediyor. İstanbul’dan başlayıp Anadolu’ya yayılan çalışmalarda bugüne kadar yaklaşık 900.000 doğaseverin desteğiyle dikilen fidanların sayısı 4 milyona ulaştı.

Eskişehir Sivrihisar’da koyun sürülerini akbaşlar koruyor: Sivrihisar Çoban Köpeği Akbaş Irkını Koruma, Araştırma, Tanıtma Derneği’nin “Eskişehir Sivrihisar İlçesinde Akbaş Çoban Köpeklerinin Dejenerasyonunun Önlenmesi ve Irk Özelliklerinin Korunması Projesi”.

GEF SGP destekli projeyle sürüleri yaban hayvanlarından en iyi koruyan çoban köpeği akbaşların sayıları artıyor.

Beypazarı’nda Doğa Turizmi: Doğa Derneği’ninBeypazarı – İnözü Vadisi Yerel Katılımla Doğa Turizmi Uygulama Projesi”.

Ankara’nın en önemli kültür turizmi merkezlerinden biri olan Beypazarı, Doğa Derneği’nin GEF SGP desteği ile gerçekleştirdiği proje ile doğa turizmi için de önemli bölgelerden biri haline geldi.

Ankara keçisi korunuyor: Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Ankara Keçisi Irkının Devamlılığının Sağlanması İçin Yetiştiriciliğin Desteklenmesi Projesi”.

GEF SGP’nin desteklediği çalışmaların da katkısı ile Ankara keçilerinin besleme şartları iyileşiyor ve sayıları artıyor.

Bozkır da güzeldir: Doğa Kültür ve Yaşam Derneği’nin “Bozkır da Güzeldir” Projesi.

GEF SGP desteği ile Doğa Kültür ve Yaşam Derneği tarafından yapılan çalışmalar sonucunda bozkırın nadir canlıları olan çizgili sırtlan ve çöl varanı Şanlıurfa Birecik halkı tarafından korunuyor.

Biyolojik Çeşitlilik Odaklı Ormancılık: Doğa Koruma Merkezi’nin “Gümüşhane Ormanlarında Biyolojik Çeşitlilik Odaklı Ormancılık” Projesi.

Doğa Koruma Merkezi, Orman Genel Müdürlüğü ile yaptığı ortak çalışmalarla Türkiye’de orman amenajman planlarında biyolojik çeşitliliğin korunması için yeni bir yaklaşım geliştiriyor. GEF SGP desteği ile Gümüşhane ormanlarında yürütülen bu proje, yeni yaklaşımın ilk örnek uygulamamalarından biri olarak dikkat çekiyor.

Kara akbabalar özgür uçuyor:  Doğa Araştırmaları Derneği’nin “Kara Akbaba 2001” Projesi.

Doğa Araştırmaları Derneği’nin GEF SGP’nin desteğiyle nesli tehlike altında olan kara akbabaların korunması için yaptığı proje Türkiye’de yırtıcı kuş türlerinin korunması yolunda önemli bir adım oldu. Yıllar içinde bölgede yapılan birçok proje ile kara akbaba koruma çalışmaları Türkiye’de en iyi bilinen tür koruma çalışmalarından biri haline geldi.

Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru: KuzeyDoğa Derneği’nin “Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru’nun Beşeri Altyapısının Oluşturulması Projesi”.

KuzeyDoğa Derneği, GEF SGP’nin desteği ve birçok kurumun ortaklığında Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunu oluşturdu.

Muğla’nın Kültürel Mirası: Yerli Meyveler – Meyve Mirası Çalışma Grubu’nun “Muğla’nın Yerli Meyveleri: Kültürel Miras, Veritabanı ve Koruma Projesi”.

Gönüllü bir grubun GEF SGP desteğiyle Muğla’da başlattığı yerli meyve ağaç çeşitlerinin belirlenmesi, korunması çalışmaları Türkiye için önemli bir örnek oldu.

Marmariç’te Permakültür: Marmariç Ekolojik Yaşam Derneği’nin “Permakültür Tasarım Yöntemleriyle Doğa Dostu, Sürdürülebilir ve Verimli Arazi Kullanım Modeli Geliştirme ve Uygulama Projesi”.

Türkiye’deki ilk permakültür uygulamalarından biri GEF SGP desteğiyle İzmir Marmariç’te gerçekleştirildi. Bu çalışmaların öncülüğünde yıllar içinde kendine yeterli ve sürdürülebilir bir yerleşim olma yolunda Marmariç büyük bir adım attı.

Fırtına Vadisi’nin Şimşirleri: Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nin “Fırtına (Rize) Şimşirlerinin Tanıtımı ve Korunması” Projesi.

Türkiye’nin dokuz orman sıcak noktasından biri olan Fırtına Vadisi’nin şimşirleri Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nin birçok kurumlar ortaklaşa gerçekleştirdiği proje ile daha iyi tanınıyor ve korunuyor.

Hayalet Avcılığa Son: Mavi Kilikya Derneği’nin “Hayalet Avcılığa Son” Projesi.

GEF SGP projeleri ile tanınan hayalet avcılıklar ilgili çalışmalar Mavi Kilikya Derneği’nin çabalarıyla Adana’da da uygulandı.

İnsan ve Doğa Uyum İçinde: Datça-Bozburun Yarımadaları Önemli Doğa Alanı Deneyimi

GEF SGP, 2012 yılında Satoyama İnisiyatifi, Japon Biyoçeşitlilik Fonu ortaklığında dünyada insan ve doğanın uyum içinde olduğu alanların iyi koruma örneği oluşturmak hedefiyle 11 ülkede başlattığı çalışmada yer aldı. Datça Bozburun Yarımadaları Önemli Doğa Alanı, kısaca COMDEKS olarak adlandırılan bu çalışmada Türkiye’de uygulama alanı olarak GEF SGP Ulusal Komitesi tarafından seçildi.

Bölgenin mevcut durumunun değerlendirilmesiden sonra GEF SGP / COMDEKS desteğiyle projeler desteklendi.

Bu bölümde Datça – Bozburun Yarımadalarında uygulanan GEF SGP / COMDEKS destekli şu projelerin deneyimleri paylaşılmıştır:

Yurttaşın İklim Mücadelesi: Küresel Denge Derneği’nin “Sivil İklim Zirvesi (SİZ) 2013” Projesi.

Türkiye’de “yurttaş odaklı” bir iklim gündemi oluşturmayı amaçlayan Sivil İklim Zirvesi (SİZ) 2013 Projesi GEF SGP’nin desteğiyle hak temelli yaklaşımlarla ülkemizdeki iklim değişikliği ile insanların günlük yaşam alışkanlıkları ve geçimlikleri arasındaki bağın farkında olmalarına katkı sağladı.

Ekokaravan yollarda: Odider Otodoğalgaz İstasyonları Derneği’nin “Ekokaravan – Temiz Enerji Teknolojileri Tanıtım Aracı” Projesi

Güneş, rüzgar ve hidrojen enerjisini bir araç üzerinde tanıtan dünyadaki ilk örnek olan Ekokaravan, GEF SGP desteğiyle Türkiye’de 26 ili, Abudabi ve Viyana’yı ziyaret etti.

Bitkisel Yağlardan Traktör Yakıtı: Güneşköy Kooperatifi’nin “Kırsal Kesimde Yerel Olanaklarla Üretilecek Bitkisel Yağların Dizel Motorlu Tarım Araçlarında Yakıt Olarak Kullanılması  – Kırıkkale Hisarköy Denemesi” Projesi.

GEF SGP’nin desteğiyle geliştirilen ve Güneşköy’de denenen bitkisel yakıt kontrol sistemi kanola, ayçiçeği, pamuk gibi yağ bitkilerinden elde edilen yağların dizel motorlu araçlarda, öncelikle traktörlerde hiçbir ön işleme yapılmadan doğrudan yakıt olarak kullanılıyor.

İklim Dostu Çankaya Parkları: Peyzaj Araştırmaları Derneği’nin “Doğal Bitkilerle İklim Dostu Çankaya Parkları Projesi”.

Ülkemizde bir ilçede parkların iklim dostu olması ilk çalışmalar Ankara Çankaya ilçesinde başlatıldı.

Bisiklet kullanıyorum, mutluyum: Bisikletliler Derneği’nin “Haydi Çocuklar Bisikletle Okula” Projesi.

GEF SGP daha temiz şehirler ve daha sağlıklı bir hayat için bisiklet kullanımını özendirmek ve bisiklet ile ulaşımın Türkiye’de yaygınlaşması için projeler destekledi.

Antalya’nın “Güneşevi” var: Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi’nin “Antalya Ekolojik Eğitim Merkezi” Projesi.

Antalya’nın ilk güneş evi GEF SGP desteği ile hazırlanan Antalya Ekolojik Eğitim Merkezi oldu. Bu merkezde güneş enerjili termal sistemleri, güneş elektriğini, güneş enerjili serayı ve küçük ölçekli rüzgar türbinlerini gören birçok ziyaretçi evinde ya da serasında bu sistemi kullanmaya başladı.

Atık Bitkisel Yağlardan Biyodizel üretiyoruz: Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği Derneği’nin “Biyodizel Üretiminde Kullanmak Üzere Atık Bitkisel Yağların Toplanması için Farkındalık Projesi”.

Türkiye’de bitkisel atık yağların toplanması konusunda yapılan ilk proje olan “Biyodizel Üretiminde Kullanmak Üzere Atık Bitkisel Yağların Toplanması için Farkındalık Projesi” GEF SGP’nin desteğiyle gerçekleşti. Bu projede oluşturulan atık yağ toplam sistemi sektördeki firmalar tarafından hala uygulanıyor.

Eymir Gölü’nde Güneşli Bot: Temiz Enerji Vakfı’nın (TEMEV) “Güneşli Bot” Projesi.

Temiz Enerji Vakfı (TEMEV), sivil toplum kuruluşları, üniversite ve sanayi kurumlarının işbirliği ve GEF SGP desteğiyle başlatılan “Güneşli Bot Projesi” sonunda tümüyle güneş enerjisi ile çalışan “Güneşli Bot” tasarlanmış ve Ankara Eymir Gölü’nde kullanıma sunulmuştur.

Doğayı Pedalla Koru: Burdur Su Sporları Spor Kulübü Derneği’nin “Doğayı Pedalla Koru” Projesi.

Burdur Gölü’nün etkin korunması için yola çıkan bisikletçiler, doğa koruma açısından önemli bir projeye imza attı.

 arka_kapak

KİTAP HAKKINDA GÖRÜŞLER

GEF SGP Ulusal Koordinatörü ve kitabın editörlerinden biri olan Gökmen ARGUN kitabı şöyle özetliyor: “Bu yayın, sivil toplumun hayallerinin dünyanın geleceğini değiştirecek ölçekte zenginlikte ve niyette olduğunu gösteriyor bize. Umarım bu şekilde seslerini ve değerli çalışmalarını tüm kamuoyuna duyurabilir ve yeni fırsatların doğmasına vesile oluruz.”

Editörlerden Ozan Çekiç ise “Hem Türkiye Ormancılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak hem de kitabın editörlerinden biri olarak küçük destekler ile kurum ve kuruluşların ne kadar büyük ve anlamlı işler yapmış olduklarını keyifle görmüş oldum. Desteği sunan GEF SGP başta olmak üzere tüm projelerde rol alan tüm kurum kuruluş ve yöneticilerine kocaman teşekkür ediyorum.” diyor.

gef_sgp_ailesi

KİTABA ULAŞMAK İÇİN: 

GEF SGP eposta: gef.sgp@undp.org

Türkiye Ormancılar Derneği internet sitesi: www.ormancilardernegi.org

Kitabı çevrimiçi okumak ister misiniz?

Özel not: Bu özel yazıma “Küçük Güzeldir” başlığını kullanmak istedim.

Neden mi?

İlk nedeni: E.F. Schumacher’in “Küçük Güzeldir (Önceliği İnsana Veren Bir Ekonomi Anlayışı)” adlı özel kitabı.

İkinci nedeni: Son dönemde beni en çok etkileyen yazarlardan olan Seth Godin’in son kitabının Türkçemize “Küçük Güzeldir” diye çevrilmesi.

Üçüncü nedeni: GEF Küçük Destek Programı (SGP) destekli küçük projelerin bende yarattığı büyük umut ışığı.

16şubat2015

Ankara

 

Ha 1984, ha 2014.

mutlu_yıllar

Bir gelenek haline geldi.

Her yılın sonunda o yılın kısa bir değerlendirmesini yapıyorum ve bloğumda paylaşıyorum.

2014 yılı için de yapmak istedim ama oturup yazamadım bir türlü.

Yeryüzündeki 40. yılım olan bu yılla ilgili kişisel değerlendirmem şöyle:

Yine ölümler…

Seçimler…

Azalan umutlar…

Benim için en önemli olaylar galiba şunlar oldu:

  • İstanbul Zorlu Center AVM’de yaptığımız “Küçük Prens Kitapları Sergisi”ne yaklaşık 2000 çocuk ve aileleri katıldı.
  • 3 yeni ülke (Sri Lanka, Danimarka ve Avustralya) ile gördüğüm ülke sayısı 31 oldu.
  • Bir kitapta yazar (Camili’de Yaşam) ve 3 kitapta editör olarak görev aldım. Editörlüğünü yaptığım kitaplar Ocak ayı içinde basılacak. Buradan bilgileri paylaşacağım.
  • Bu sene az yazsam da blogumu ziyaret sayısı 143 bini geçti. 2014 yılı içinde 82 ülkeden 39.000 kişi ziyaret etmiş.
  • Küçük Prens kitap koleksiyonuma yeni kitaplar eklendi. Toplamda 215 dil ve lehçede kitabımız oldu. Bu süreçte beni destekleyen 82 farklı Küçük Prens ve Prenseslere teşekkür ederim.

Geçen sene olduğu gibi bu sene de yazımı Sait Faik’in yazdığı gibi “Seyahatler çekiyor içim.” diyerek bitiriyorum.

Huzurlu ve umut dolu bir yıl olsun!

10250063_10152138014900003_8328980082654831711_n

2014 yılında yayınladığım yazılardan en çok okunanlar:

5. Yeryüzünde 40. Yılım 

4. Melissa Mey’in Yol Arkadaşı Küçük Prens

3. Türkiye’nin Yüz Akı: Camili Biyosfer Rezervi

2. Ruşen Özgür Özcan, Tayfa kitapkafe ve Küçük Prens

1. Ali Lidar Küçük Prens kitabını okuyunca “Büyümek kirlenmektir” demiş. 

Başlıkta 2014 yılının ilk günü yazdığım duaya atıfta bulundum.

Not: ‘“Blog kurmak istiyorum. Tavsiyeleriniz nedir?” diye soranlar için öneriler’ yazıma büyük bir ilgi var.

2Ocak2015

Küçük Prens İstanbul Gezegeninde

Küçük Prens kitabının 71. yılı kutlamaları 10-31 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul’da ZORLU Center AVM’de yapılıyor.

KP_kapak1

71. yıl kutlamaları kapsamında, her gün 11.00 ile 19.00 arasında çocuklar atölye çalışmaları gerçekleştirilecek ve Yıldıray Lise’nin Küçük Prens kitap koleksiyonundan yaklaşık 120 kitabın sergisi gezilebilecek.

Etkinliğe ilk gün katılan herkese, isme özel “ilk gün zarfı” ve etkinlik boyunca boyama sayfaları hediye edilecek.

Etkinliklere ve sergimize bekliyoruz!

 

KÜÇÜK PRENS kitabı mı? O ne?

1943 yılında Nisan ayında İngilizce ve Fransızca yayınlanan ve dünyanın en çok okunan ve en çok dile/lehçeye çevrilen kitaplarından biridir. Dünyada küçük, büyük birçok kişiyi derinden etkileyen kitap, 20. yüzyılda Fransa’da insanları etkileyen en önemli eserlerinden biridir. Sinema filmi, çizgi film, tiyatro, radyo tiyatrosu, opera, bale eserlerine uyarlanmış, sesli kitap ve çizgi romanları hazırlanmış ve birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.

Bugüne kadar dünyada 250’den fazla dil ve lehçede yayınlandı. Bazıları milyonlarca kişinin konuştuğu diller, bazıları çok az kişinin konuştuğu yerel diller, bazıları yazılı belgesi çok az olan diller, bazıları kadim diller, bazılar yok olmuş diller, bazıları uydurulmuş diller…

Baskıları da çeşit çeşit: Farklı büyüklüklerde, Braille alfabesi, 3 boyutlu, mini boyları, özel tasarımları ve orijinal çizimler dışında çizimler içeren baskılar…

Kitapların yanısıra Küçük Prens ve kitabın diğer kahramanları ile ilgili çok farklı hediyelik eşyalar tasarlandı. Fransızlar Küçük Prens ve Exupéry’nin resmini 50 franklık banknotların üzerine bastı.

50_frank_2

(Fotoğraf internetten alınmıştır.)

Türkçe’de kaç farklı Küçük Prens kitabı basılmş?

İlk olarak 1953 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu yayını olan Çocuk ve Yuva Dergisi’nde Ahmet Muhip Dıranas çevirisi ile tefrika edildi. Derginin ilk sayısında başlayan ve 1954 yılındaki 3. sayısında tamamlanan bu tefrikada kitabın tamamı çizimleriyle birlikte yer aldı. 1953 yılında Hüsnütabiat Matbaası (Çeviren: Salih S. Uygur) ve Doğan Kardeş Yayınları (Çeviren: Ayşe Nur müstearıyla Azra Erhat) kitabın ayrı ayrı baskılarını yaptı.

Orijinal çizimlerle birlikte Fransa baskısının tıtatıp basımı ilk kez 1976 yılında yapılan Sander Yayınları baskısıdır.

Türkiye yayın hakları 1987 yılından beri Mavibulut Yayınları’ndadır.

Araştırmalarımıza göre Türkçe’de 107 farklı çeviri baskısı var (farklı çevirmenler ve yayınevlerinin baskıları).

ANTOINE DE SAINT-EXUPÉRY kim?

“Yaşam, bize bütün kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir. Çünkü yaşam, bize karşı direnir. İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça kendini tanıyabilir.”

Antoine Marie Jean-Baptiste Roger, comte de Saint Exupéry, 1900 yılında Fransa’nın Lyon kentinde doğdu. Uçaklarla 12 yaşında tanıştı. 19 yaşında Ecole des Beaux-Arts’ta mimarlık fakültesine girdi. 21 yaşında orduya çağrıldı ve eğitimini yarıda bırakıp askere gitti. Askerlik görevini Fransız Hava Kuvvetleri’nde teknisyen olarak yaptı ve pilotluk eğitim aldı

1926 yılı hayatında bir dönüm noktası oldu. Touluse ve Dakar arasında posta servisi yapan uçağın pilotu olarak göreve başladı. İlk kitabı Güney Postası’nı bitirdi.

II. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın yenilmesi üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. En önemli eseri Küçük Prens’i 1943 yılında New York’da yazdı.

31 Temmuz 1944 tarihinde uçağı vuruldu ve Marsilya açıklarında denize düştü. Uçağının enkazı 1998 yılında balıkçılar tarafından bulundu ve 2004 yılında gün yüzüne çıkarıldı.

exupery2

(Fotoğraf internetten alınmıştır.)

 

Exupéry neler yazmış? 

  • Courrier sud (1929) (Güney Postası)
  • Vol de nuit (1931) (Gece Uçuşu)
  • Terre des hommes (1939) (İnsanların Dünyası)
  • Pilote de guerre (1942) (Savaş Pilotu)
  • Le Petit Prince (1943) (Küçük Prens)
  • Lettre a un otage (1944) (Bir Rehineye Mektup)
  • Citadelle (1948) (Kale)
  • Lettres à une jeune fille (1950)
  • Lettres de jeunesse, 1923-1931 (1953)
  • Carnets (1953)
  • Lettres à sa mere (1955)
  • Un sens à la vie (1956)
  • Lettres de Saint-Exupéry (1960)
  • Lettres aux americains (1960)
  • Ecrits de guerre, 1939-1944 (1982) (Savaş Zamanı Yazıları, 1939–1944)
  • Manon, danseuse (2007)
  • Lettres à l’inconnue (2008)

 

Kitabın başında adı geçen Léon Werth kim?

Léon Werth, Küçük Prens kitabının ithaf edildiği kişidir. Fransız yazar ve sanat eleştirmeni olan Léon Werth (1878 – 1955) ile Exupéry’nin dostlukları 1931 yılında başladı. Exupéry “Bir Rehineye Mektup” ve “Küçük Prens” kitaplarını ona ithaf etmiş ve diğer üç kitabında da ondan bahsetmiştir.

Yıldıray Lise’nin KÜÇÜK PRENS kitap koleksiyonu mı varmış?

“Büyükler çok tuhaf oluyor” dedi Küçük Prens.

yildiray lise (9)

(Fotoğraf: Raşit Erdoğan)

2008 yılının Aralık ayında bir akşam aklıma düştü bu koleksiyonu yapmak. Yıllardır birçok dostuma hediye etmişimdir Küçük Prens kitabını. Dünyada kutsal kitaplar ve birkaç kitaptan sonra tüm dillere çevrilmiş bir kitap diye düşünerek işte tam o anda Küçük Prens kitabının koleksiyonunu yapmalıyım dedim kendime. Koleksiyonumda tüm dil ve lehçelerden en az birer kopya hedefledim. Sonra internette bir arama yaptım ki dünyada ve Türkiye’de bu konuda birçok kişi koleksiyon yapıyormuş. Olsun dedim ben de yapacağım dedim ve başladım.

Zaman içinde koleksiyonumun iki temel hedefi oldu:

Hedef 1: Dünyada yayınlanmış tüm dil ve lehçelerden bir kopya (benim çalışmalarıma göre şu an dünyada 252 farklı dil ve lehçede farklı versiyonlar). Şu an için koleksiyonumda 195 farklı dil ve lehçeden kitap örneği var.

Hedef 2: Türkçe olarak yayınlanmış tüm çevirilerin farklı çevirmen ve yayınevleri tarafından hazırlanan baskılarından bir kopya (hesaplarıma göre şu ana kadar 107 farklı çeviri var). Benim koleksiyonumda şu an 75 farklı baskı var.

Bugün koleksiyonumda 500 yakın kitap var. Bunlar içinde tüm dünyadan 195 farklı dil ve lehçede kitap; 75 farklı Türkçe baskısı; ilginç baskı örnekler; 3 boyutlu kitaplar; mini kitaplar var.

Koleksiyonumun en özel parçalarını bu sergimizde göreceksiniz!

Değerli dostum Mehmet Sobacı’nın koleksiyonundan 2 değerli parçada sergimizde yer alıyor.

 

Yıldıray Lise kimlere Küçük Prens ve Prensesler diyor?

Bu koleksiyonu tek başıma oluşturmadım. Bugüne kadar 71 farklı kişinin katkısı var. Bana kitap getiren, gönderen bu dostlarıma Küçük Prens ve Prensesler diyorum.

 

2013 yılında Ankara’da Küçük Prens Kitapları sergisi mi yapılmış?

Kucuk_prens_sergi

(Fotoğraf: M. Hakan Baykal)

2013 yılında (29 Mart – 25 Mayıs) Ankara’da Tayfa Kitapkafe’de yaptığımız “Dünyanın Küçük Prens Kitapları” sergimizden sonra başka bir sergi ile İstanbul’dayız.

2013 yılındaki sergimizi merak ediyorsanız bilgilerini ve ziyaretçi defterini okuyabilirsiniz.

8mayıs2014

Dönüşüm için ne lazım be usta?

Ne desem

Ne yazsam

Yaşadıklarımı

Deneyimleri

Kime, nasıl anlatsam

Bilemedim

*

Bir değişim

Dönüşüm

Olur mu?

Gecenin bir köründe bunları düşünüyor beyin

Dönüşüm için ne lazım be usta?

Bireyden başlayıp

toplumsal bir dönüşüm için…

5mayıs2014 (gecenin körü)

 

 

Erguvanlar açmış, bahar gelmiş Ankara’ya!

gül_bahçesi_parki2

Ankara’ya baharın gelişini erguvanlar müjdeler bana.

Cemreler düşer… Nisan ayı gelir… Beklerim erguvanların açmasını…

Nisan ayı ortasında açar Ankaralı erguvanlar. Bazen gecikirler ama olsun. Mis kokulu leylaklar, güzel ılgınlar ve mor salkımlar da aynı zamanda açarlar.

Ahmet Hamdi Tanpınar “Kültürümüzde gülden sonra adına bayram yapılacak ikinci çiçek erguvandır” diyor. Benim bahar bayramım erguvanlar açınca başlıyor. Bu bayram zamanı benim için en güzel zamanlarıdır Ankara’nın.

odtu_2009

(Bu fotoğraf 2009 yılında çekildi. Arkadaki büyük ağaç artık yok maalesef)

Akdeniz iklimi ağacı olan erguvanı Ankara’da ODTÜ yıllarımda tanıdım. İlk olarak Fizik Bölümü, Kütüphane ve Matematik Bölümü çevresindeki ağaçlarla tanıştım. Sonra dostlarımın da yardımıyla Ankara’nın tüm erguvanları ile tanışma şansım oldu.

Her baharda Nisan ayının ortaları yaklaşınca yıllardır gözlediğim ağaçları tek tek ziyaret ederim. Onları görünce işte bahar geldi der ve sevinirim. Bazen yaşlıların kesildiğini ya da budandığını görür üzülürüm.  Birkaç sene sonra yeni sürgünlerin çiçeklerle kaplı olduğunu görür yine sevinirim.

kuzgunsokak

 (Kuzgun Sokak’ta Kuzgun Apartmanı önünde 2 güzel erguvan)

Önce çiçekleri açtığı için ilginç bir ağaçtır erguvan. Adını verdiği erguvani rengi çiçekleri ile ağacın gövdesini ve dallarını süsler. 2-3 hafta süren çiçekli dönemlerinde mutlaka sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Ankara’da erguvanlar nerede?

Ankaralı erguvanlardan bahsedince bazıları inanmıyor ve soruyor: “Peki, nerde bu erguvanlar?” Hepsini tek tek anlatmak zor deyip özellikle yoğun olarak nerelerde göreceklerini söylerim.

Hem yürümek hem de erguvanları görmek isterseniz ilk tercihiniz şu olmalı: Çankaya Köşkü’nden aşağı Protokol Yolu boyunca yürüyün, Büyükelçilikleri, parkları ve Pembe Köşkü ziyaret edin en güzel erguvanlar için. Yolun sonunda Polonya Büyükelçiliği ve hemen karşısındaki Gül Bahçesi Parkı en güzel erguvanları saklar içinde. Mola vermek isterseniz Kuğulu Park’taki erguvan ağacını ziyaret edebilirsiniz. Biraz dinledikten sonra Cinnah Caddesi’ne çıkıp İsveç Büyükelçiliği ve yolun karşısındaki erguvanları ziyaret edin. Biraz daha yürümek isterseniz Gelibolu Sokak’tan Şili Meydanı’na çıkın ve oradan aşağı yürüyerek Kuveyt Caddesi, Meneviş Sokak ve Kuzgun Sokak’ta apartman önü ve bahçelerdeki erguvanları mutlaka görün.

kugulupark

(Kuğulu Park’taki tek erguvan önünde hatıra fotoğrafı çektirir insanlar)

 Yürüyüş için ikinci önerim şudur: Arjantin Caddesi’nin başında yer alan Yeşil Vadi Parkı’ndaki yaşlı erguvan ağaçlarını ziyaret edin.  Oradan J. F. Kennedy Caddesi’ni yürümeniz ve apartmanların ön bahçelerindeki ağaçlara dikkatli bakmanızı öneririm. Biraz yürüdükten sonra tekrar Tunalı Hilmi Caddesi’ne doğru dönüp Güniz Sokak ve Buğday Sokak apartmanlarının önünde ve arka bahçelerinde yaşlı erguvan ağaçlarını görebilirsiniz.

yesilvadi

(Yeşil Vadi’deki erguvanları görmeli!)

Biraz daha yürürseniz Tunus Caddesi ve J. F. Kennedy Caddesi köşesinde iki erguvan ağacının sizi beklediğini göreceksiniz. Oradan yürüyerek Paris Caddesi’nin sonundaki uzun erguvan ağacını selamlayın ve Milli Egemenlik Parkı ile TBMM bahçesindeki erguvanları seyredin. Bu güzel yürüyüşü Güvenpark’ta Balgat minibüslerinin kalktığı yerdeki dört erguvan ağacını selamlayarak bitirebilirsiniz.

Haftasonu vaktiniz varsa benim gibi bir gün içinde tüm bu ağaçları görmenizi öneririm. En fazla üç saatinizi alacaktır.

guvenpark

(Güvenpark’ta erguvanlar selamlar sizi)

 Bunların dışında Bahçeli ve Emek sokakları, Maltepe-Anıttepe arası, Ümitköy ve Konutkent’te sitelerin bahçeleri, ODTÜ kampüsü ve Ankara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bahçesini mutlaka ziyaret edin derim.

A. Süheyl Ünver bir yazısında “Erguvana şiir söyleme, anlatamazsın. Kendisi şiir. Gör ve duy, kâfi.” diyor. Bu şiiri görmek ve duymak için haydi dışarı çıkın ve çevrenizdeki erguvanları keşfedin!

gulbahcesi1

(Gül Bahçesi Parkı’nda 3 erguvan var! Mutlaka görülmeli!)

 

Fotoğraflar: Yıldıray Lise

2Mayıs2014

Bu yazı SOLFASOL Gazetesi’nin Mayıs 2014 sayısında yayınlanmıştır.